Simya nedir, her ne kadar ortaçağ kimya bilimi ile karıştırılsa da, içerisinde hem pozitif, hem de negatif eylemler bulunduran bir dönüşüm sanatıdır. Simya, kirli olanı arındıran ve aynı zamanda bir dönüşüm sürecinden geçirerek mükemmele yaklaştırma amacı taşır.
Simya okült gibi görünse de, ezoterik bir karaktere sahiptir.
Simyanın Felsefesi
Simya felsefesinde, yaratıcının birliği, tekliği ve ruhsal dinamikler yer alır. Ruhun ölümsüzlüğüne inanılan bir felsefe olmakla birlikte, ruhunda bir süzgeçten geçerek kendini geliştirmesi ve temizlemesi anlayışı hakimdir. Simya herhangi bir metali altına çevirmek ya da bir şeyler icat etmek değildir, simya; var olan gizleri ve sırları çözmek yolunda çalışır.
Simya felsefesine göre madde, kendi parçaları ile birleşerek, sonsuza ulaştığı gibi değişik birçok forma da sahip olan ve kendini sürekli yenileyen bir güdü içindedir. Kuyruğunu yiyen yılan Ouroboros sembolü bu anlayışı temsil eder.
Simya Nasıl Ortaya Çıktı?
Simyanın ortaya çıkmasına Mezopotamya uygarlığında rastlandığı tahmin edilmektedir. Ardından Antik Mısır, İran, Hindistan ve Çin’de uğraşılmıştır. Klasik Yunan döneminde Yunanistan’da, Roma İmparatorluğu’nun hüküm sürdüğü coğrafyada, önemli İslam başkentlerinde ve daha sonra Avrupa’da simya ile ilgili çalışmalar yapılmıştır.
Simyacılar, dört elemente bağlı kalmayarak yine ezber bozan taraf olmuşlardır. Simyaya göre yaşamın temelleri beş element üzerine kurulmuştur. Bunlar;
Toprak,
Su,
Hava,
Ateş
Ruhtur.
Bu beş elementin evrenin varlık amacını taşıdığını düşünmüşlerdir. Beşinci element olarak gördükleri Ruh yani Ether, bedene aracılık yapmaktadır. Simyacılara göre en değerli element Ruhtur.
Simya ve Astroloji
Simya ve Astroloji kavramları arasında, tıpkı Metafizikte olduğu gibi koparılamaz bir bağ vardır. Yukarıda olan, aşağıda olanın aynısıdır ilkesine bağlı kalan simyada, gezegenler ile metaller arasında bağ kurulmuştur. Her bir gezegene, bir metali karşılık olarak göstermişlerdir. Buna göre:
Güneş: Altın
Ay: Gümüş
Merkür: Cıva
Venüs: Bakır
Mars: Demir
Jüpiter: Kalay
Satürn: Kurşun
İle ilişkilendirilmiştir. Aynı zamanda, gökyüzü hareketlerini de iyi gözlemleyen simyacılar, bazı deney veya ritüellerini gezegen ve yıldızların konumunu takip ederek uygulamaya alırlardı.
Simyada bir önemli ayrım da dişil ve eril yani, dişi ve erkek ayırımıdır. Bazı simyacılar ilk çağdaki bir düşünceyi savunmuşlar ve tanrının yaradılıştan önce hermafrodit olduğunu ve yaradılışla birlikle erkek ve dişi olarak ayrıldığını iddia etmişlerdir. Buna göre Güneş eril, Ay dişildir.
Simyadaki bir başka yaklaşımda;
Arketipler: Tanrı
Macrocosmos: Doğa
Microcosmos: İnsan
Olarak üç dünyadan söz edilmesi ilginçtir.
Simyaya göre insan ise, “ruh, can, beden” olmak üzere üçlemeden oluşmaktadır.
Simya Nedir? ile ilgili, Medyum Can Thor’a Whatsapp – Mesaj’la ulaşmak için HEMEN TIKLAYIN!